20 Ağustos 2009 Perşembe

TÜBİTAK

TÜBİTAK'çının kafasına bir fiske vurduğunuzda çıkan ilk ses "TÜ" olur. Kafa içerisinde oluşan ilk yankı "Bİ" sesini verir, üçüncü ve son yankının verdiği ses ise "TAK"tır. Yankılardaki ses değişimi, içerideki bilgi yığınından kaynaklanır:Yaratıcılık azaldıkça yankı sayısı artar. "TÜBİTAKTOKSEKSEK" gibi...

TÜBİTAK ve Mantıksız Çeviri Mantığı

Bugüne kadar hiçbir TÜBİTAK çevirisini 20 sayfadan fazla okuyamadım. Bilim dilini bu derece kabızlaştıran yankılı kafa, bir süredir PARDUS adında ulusal bir işletim sistemi pompalıyor. Öğrenimim ve iş deneyimim sırasında farklı işletim sistemi türleri gördüm fakat ulusal olanına rastlamamıştım. Ulusal İşletim Sistemi'ne karşı, Zaman Gazetesi sponsorluğunda Ilımlı İslâmî İşletim Sistemi...

Tekimcil Halayık Damacanası

Geçen gün bir internet sitesinde rastladım; sivri zeķâlı bir arkadaş "Design Pattern"ı "Tasarım Örüntüsü" olarak çevirmiş. Kanaatimce, Design Pattern kavramını sen ortaya atmadıktan sonra ister "Tasarım Örüntüsü" de, ister "Halayık Damacanası" de, fark etmez. Örnek: Singleton Design Pattern yerine Tekimcil Halayık Damacanası. Aynı şekilde, işletim sistemi kavramını temelinden sallamadıktan sonra ister ulusal işletim sistemi hazırla, ister ahlaklı çevik sportif işletim sistemi hazırla, fark etmez, memleketi kurtaracak değilsin.

Yani?

İlle de çevireceksek, çevirilerde birebir kelime karşılığı değil, anlam karşılığı kullanmalıyız. Örnek olarak, Çözüm Kalıbı, kavramı temsil etmekte Tasarım Örüntüsü'nden daha başarılı görünüyor. Tasarım Kalıbı da kullanılabilir. Tasarım Şablonu kullananlar da var, fakat Almanca kökenli "şablon" kelimesini telaffuz ederken ağzımın aldığı şekilden hoşlanmıyorum.

Hepsi Boş

Kendi kafamızla düşünüp üretmek neden bu kadar zor?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder